-
Mahmut ABİŞ

Mahmut ABİŞ

[email protected]

Siz (Gurbetteki Hınıslılar..)

21 Temmuz 2015 - 12:03

             Gurbette Hınıs hasretiyle yanıp yanıp tutuşan hemşehrilerimizi gördükçe yaşadıklarının ne kadar zor bir duygu olduğunu az çok tahmin edebiliyoruz.Aslında Hınıs  onların kalplerinin inceden inceye sızlamasınave  hasreti en derinden yaşamalarına da değiyordur.
 
          Hayatın kısa çizgisinde sona yaklaşmış iken "aynı güzellikleri bir daha yaşarmıyım "düşüncesi kalplerindeki bu sızının giderek artmasına sebep oluyordur.Deforme olmuş duygular,monoton bir hayat,stres ,özlem içerisinde geçen bir gurbet hayatının çokta benimsenen bir tarafı olmasa gerek.
          Gurbetteki dostlarımızla yaptığım görüşmelerde hepsinin Hınıs için neler yapabilirim söylemleri had safhada olmasına rağmen,aslında yapacakları en güzel şeyin tekrar Hınıs'a dönmeleri olduğunu defaten söylüyorum.En azından yılda bir kaç ay gelip hem buradakilerin hemşehri özlemini giderebileceklerini hemde özlemlerini bir nebze olsun dindirebileceklerini söylüyorum.
          Aslına bakarsanız yirmi yıl önce bende rahmetli babamı eleştiriyordum.Bunca güzel yerler var iken neden Hınıs'ta kalıyoruz diye sitem ediyordum.Rahmetli babam;"ben bu memlekete her şeyimi verdim,anılarım var babam ve annem burada yatıyor,bu yaştan sonra gitsem alışamam bocalarım sizleri bir arada tutamam "diye korkularından bahsediyordu.Bugün geldiğim noktada babamın o zaman ki kaygılarını anlıyorum.Hayatın bu kısa çizgisinde hasret çekerek geçecek bir ömre bencede değmiyor.Hınıs'taki bunca olumsuz tabloya rağmen,burada gurbeti yaşıyor olmamıza rağmen Hınıs bir noktada vazgeçilmezliğini koruyor.Sorsam gitmeniz için hepiniz yüzlerce sebepten bahsedersiniz.Sorsanız ben size kalmanız için belki üç beş neden söyleyebilirim.Ancak emin olun, benim sizlere sunacağım üç beş neden sizin yüzlerce sebebinizden daha anlamlı geliyor bana.
 
          Neden mi?
          Zordur anılarla yaşamak.Gurbette anıları yad etmek zorunda kalmak.
 
          Zordur kışın ısınmak için dağlardan yakacak odun toplamyı özlemek.
 
          Zordur bir atın sırtında özgürce koştuğu  günleri anımsamak.
 
          Zordur çocukluk yıllarında hayata birlikte tutunduğu dostlarından ayrı yaşamak.
 
           Zordur en yakınını gurbet elde toprağa vermek.
 
           Zordur gurbet elde kimsenin olmadığı bir ortamda gizliden gizliye memleket hasretiyle göz yaşı dökmek.
 
          Nasıl zor olmasın ki,Sarılı mahallesinden başlayıp Bahçe mahallesi ve Karakula Mahallelerini boydan boya dolaşan kanyonları, Hamurpet Gölünün iştihamı,Başköy'ün buz gibi sularında kırmızı benekli alabalıkları,,Arus'un kilometrelerce uzanan piknik alanlarını,Dere camiinde huşu içerisinde kıldığımız namazı,pasaj da serin bir ortamda yudumlanan çayı,ailemizle göz alabildiğince yeşil olan doğada yaptığımız piknikleri özlemez mi insan?
           Nasıl zor olmasın ki;Bizi biz yapan tüm değerlerimiz Hınıs'ta değilmi.? Her cuma günü mezarlıklarımızı  ziyaret edip yakınlarımıza bir fatiha okuyabileceğimizi,suyunu havasını,doğal ürünlerini,bayramların bayram gibi geçtiğini  ,taziyelerde oturmak için yer bulamadığımızı bile bile özlemez mi insan...
 
          Korkular,kaygılar ve umutsuzluk sonucu ne olduğu belli olmayan rantçı,kişilere teslim ettiğimiz bir Hınıs hiç mi vicdanlarınızı rahatsız etmiyor.?Bu sessizlik bu vurdumduymazlık hiç mi canınızı acıtmıyor.?Zulmedenlere karşı sessiz kalmanın zulme ortak olmak olduğunu yıllardır söylüyorum.Bu ortaklık nereye kadar...?

           Makam için dostunu satanlar,çıkarları için memleketini satanlar,feodalizmin kırıntıları sahte Hınıs savunucuları, size zahmet siz sessiz kalın.Bırakın da bu memleket için gerçek özlem çekenler konuşsun.Onlar inisiyatif alsınlar.Onlar sessizliğini bozsunlar.         
        Siz gurbetteki Hınıslılar ,sizler sessizliğinizi bozun. .Sizlerin olmadığı,bizlerin yanlız kaldığı bir Hınıs zaten bitmiş tükenmiş demektir.Bırakın sizleri eleştiren sahte memleket sevdalılarını, sizler bu iş el atın.Beraber bu işe el atalım.Korkmadan,yılmadan yanlışı beraber eleştirelim.Ancak size zahmet uzaktan uzağa değil,burada ,baba ocağınıza gelerek yerinde tespitler yapın.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Suat Mehmethanoğlu
    8 yıl önce
    Mahmutcuğum yazın çok güzel ama şu aşağıdaki bundan birkaç ay önce yazdığım belki senin yazına cevaben bir yorum olur. CAN GARDAŞ... Ah be gardaşım aaah, Hani bir zamanlar... Çok saf, Çok temiz, Çok masum idik... Bir kuru ekmek, Yanında peynir yada başka şey, Bizi ne kadarda mutlu ederdi be gardaş.... Bir evi, bir odayı, belki aynı yatağı paylaştık, Aynı tabaktaki yemeği paylaştık, Sevmeyi, özlemeyi, oyunlarımızı paylaştık... Cebimizdeki birkaç misket taşlarını paylaştık, Ama genede mutluyduk be gardaş... Büyüdük, koca koca adamlar olduk, Ama gardaaaaaş, Saflığı unuttuk, Temizliği unuttuk, Masum olmayı unuttuk, En kötüsü biribirimizi unuttuk, Ne oldu bize anlayamadım be gardaş, Şimdilerde, Koca şehri paylaşamaz olduk, Malı mülkü paylaşamaz olduk, Gözümüz doymadı, Cüzdanımızdaki bir kaç kuruşu paylaşamaz olduk. Yetmedi, Kazandıklarımızı paylaşamaz olduk. Anayı babayı unuttuk, Hısım akrabayı unuttuk En kötüsüde, İnsanlığımızı unuttuk, Yetmedi, Acılarımız için akmayan gözyaşlarımızı unuttuk, Kardeş olduğumuzu unuttuk... Ben sana yabancı, sen bana yabancı, Uzaklardan... Çok uzaklardan merhabalaşır olduk... Can gardaş buda yetmedi, Mutlu olmayı unuttuk.... Suat M.Hanoğlu