Erzurum'da "Suriye-Libya" konferansı
Suriye ve Libya’da yaşanan gelişmeler Erzurum’da konuşuldu. Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak Erzurum’a gelen Gazeteci-Yazar Mehmet Akif Ersoy, Suriye ve Libya izlenimleriyle bölgede cereyan eden olayların perde arkasını Erzurum’da anlattı.
25 Şubat 2020 - 19:51
İbrahim Erkal Kültür ve Sanat Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı “Suriye-Libya Kamera Arkası” isimli konferansta konuşan Ersoy, söz sahibi olmak için sahada bulunmak gerektiğine vurgu yaparak, “Türkiye bugün Suriye’de de, Libya’da da söz hakkına sahip” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in yanı sıra Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Şahin’in de katıldığı konferansa Dadaşların ilgisi de yoğun oldu. Suriye-Libya temaslarıyla bilinen ve bölgedeki izlenimleriyle öngörülerini her gün milyonlarca okuruyla buluşturan Gazeteci-Yazar Mehmet Akif Ersoy, Kaddafi’nin öldürülmesinden sonra birçok ülkenin Libya sahasına indiğini, fakat Türkiye’nin masanın dışına itildiğini anımsattı. Ersoy, yaşanan son gelişmelerden sonra artık Türkiye’nin de söz sahibi olduğuna vurgu yaparak, “Sahada olmazsanız, söz hakkınız da olmuyor” ifadesini kullandı.
Libya’da uzun bir süre araştırmalarda bulunduğunu ve bu kapsamda Kaddafi ile belgesel çekiminde de yer aldığını kaydeden Mehmet Akif Ersoy; ‘‘Kaddafi’den sonra Libya denilen bir ülke kalmadı. Yani burası artık devletsiz kaldı. Bu sayede şu anda oralarda bir ‘kazan-kazan’ mücadelesi verilmektedir. Çünkü sahada olmayanın masada sözü geçmiyor” diye konuştu.
“Libya’da elektrik yok, su yok, yiyecek yok, içecek yok, güvenlik yok” diyen Ersoy, “Bu sebepten ötürü de ülkemizden hem askeri, hem de sosyal hizmet, destek ve deneyim almak istiyorlar. Bizim de Doğu Akdeniz gibi bir durumdan ötürü orada bulunduğumuzu söylemek isterim. Çünkü biz Libya sahasına girene kadar söz hakkı tanımıyorlardı. Aynı durum şu anda Suriye için de geçerli’’ şeklinde konuştu.
Suriye’de 2011 yılından bu yana yaşanan gelişmelere de değinen Mehmet Akif Ersoy, İdlip’te ise bambaşka bir durumun söz konusu olduğunu söyledi. Suriye’deki radikal grupların ve terör örgütlerinin önce İdlip’e süpürüldüğünü, şimdi de göç dalgalarıyla bu yapılanmaların Türkiye’ye sokulmak istendiğinin altını çizen Ersoy, “Biz büyük bir kavganın içerisindeyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri burada çok güçlü bir yığınak yaptı. İdlip’te yapmaya çalıştıkları şey, orada sivilleri bir alana sıkıştırıp, Türkiye’ye girmelerini sağlamaya çalışıyorlar. Beraberinde radikal grupları, terör gruplarını da Türkiye’ye sokmaya çalışıyorlar. Bu gruplar dünyanın hemen her ülkesinin istihbaratlarıyla teması bulunan, provokasyon gruplar. Bu yüzden Suriye konusundaki tavrımız, bölgenin hem huzur ve barışı ve hem de kendi milli güvenliğimiz açısından önemlidir” diye konuştu.
Libya’da uzun bir süre araştırmalarda bulunduğunu ve bu kapsamda Kaddafi ile belgesel çekiminde de yer aldığını kaydeden Mehmet Akif Ersoy; ‘‘Kaddafi’den sonra Libya denilen bir ülke kalmadı. Yani burası artık devletsiz kaldı. Bu sayede şu anda oralarda bir ‘kazan-kazan’ mücadelesi verilmektedir. Çünkü sahada olmayanın masada sözü geçmiyor” diye konuştu.
“Libya’da elektrik yok, su yok, yiyecek yok, içecek yok, güvenlik yok” diyen Ersoy, “Bu sebepten ötürü de ülkemizden hem askeri, hem de sosyal hizmet, destek ve deneyim almak istiyorlar. Bizim de Doğu Akdeniz gibi bir durumdan ötürü orada bulunduğumuzu söylemek isterim. Çünkü biz Libya sahasına girene kadar söz hakkı tanımıyorlardı. Aynı durum şu anda Suriye için de geçerli’’ şeklinde konuştu.
Suriye’de 2011 yılından bu yana yaşanan gelişmelere de değinen Mehmet Akif Ersoy, İdlip’te ise bambaşka bir durumun söz konusu olduğunu söyledi. Suriye’deki radikal grupların ve terör örgütlerinin önce İdlip’e süpürüldüğünü, şimdi de göç dalgalarıyla bu yapılanmaların Türkiye’ye sokulmak istendiğinin altını çizen Ersoy, “Biz büyük bir kavganın içerisindeyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri burada çok güçlü bir yığınak yaptı. İdlip’te yapmaya çalıştıkları şey, orada sivilleri bir alana sıkıştırıp, Türkiye’ye girmelerini sağlamaya çalışıyorlar. Beraberinde radikal grupları, terör gruplarını da Türkiye’ye sokmaya çalışıyorlar. Bu gruplar dünyanın hemen her ülkesinin istihbaratlarıyla teması bulunan, provokasyon gruplar. Bu yüzden Suriye konusundaki tavrımız, bölgenin hem huzur ve barışı ve hem de kendi milli güvenliğimiz açısından önemlidir” diye konuştu.
FACEBOOK YORUMLAR