-
Galip SEVİNDİR

Galip SEVİNDİR

[email protected]

USTA'NIN ZAFERİ

17 Haziran 2011 - 20:17

Bir seçim sathını daha kazasız belasız geride bıraktık.
 
Halk, ezici bir çoğunlukla “Ak parti” dedi.Yani her iki kişiden biri “Ak parti” dedi.Sayın Başbakan’ın “Bu bizim ustalık dönemimiz” söylemini kabullenip “Usta “sözcüğünü de mühürüyle tescil etti.İktidarda üçüncü dönemine giren bir partinin, başarı skalasını devamlı yükseltmesi, her siyasetçiye nasip olmayan bir “Halk vergisi”..Devamlı yükseliş gösteren bu skala, Ak parti’yi, Türk siyasi tarihine “Parti” olarak,Sayın Başbakanı da  yine Türk siyasi tarihine “Usta” olarak yazdırıp tescilledi.
 
Şüphesiz ki bu seçimlerin galibi, açık ara Ak parti’dir.Seçim sonuçlarını basın yayın ahalisi geçen seçimlere göre, daha bir itidal içerisinde analiz edip yorumlamakta.Zira itidalli olmayıp ne yapacaklar.”Görünen köy de, kılavuz istemiyor” artık.Aha, köy de orda duruyor.evler ağaçlar da..Kılavuzu alıp başına dert mi edecekler..
 
Ak parti’nin en büyük başarısı;Halk’ı iyi tanımasıdır.Bu Halk’ın örfünü, ananesini,iyi analiz etmesidir.Bunun için, toplum mühendisliğine gerek yok.Toplum mühendisleri’nin siyasette, nasıl ucubeler ortaya çıkardıkları da aşikar değil midir?
 
Uluslararası araştırma şirketi; Ipsos KMG’nin sosyal araştırmalar bölümünün, seçim günü 30 İl’de yaptığı anketlerde, Ak parti seçmenine “Neden ak pati?” diye sormuş, seçmenin %77’ si “Her yönüyle benimsediğim parti” diye cevap vermiştir. Yine, Adil Gür’ün şirketi olan, A&G araştırma şirketinin yaptığı ankette de, %70 gibi bir rakamla “Yaptığı hizmetler” cevabı alınmıştır.”Sayın Başbakan’ın liderliğinden dolayı” diyenlerin oranının yüksekliği de, ayrı bir araştırma konusu tabi.
 
Ben deniz de meslek icabı, olaylara “ekonomik gözle” bakmayı önde tutanlardanım.
 
Benim için de, Ak parti’nin başarı sebebi açık seçik, ayan beyan ortadadır..
 
Şu, “SSK” denen devlet hastaneleri ucubesinden halkı kurtaran,insanları canından bezdiren ilaç kuyruklarından kurtaran,sosyal sandık ayrımını ortadan kaldıran, bu parti değil midir?
 
 Bir zamanlar, Hava alanlarına uçak görmek için tel örgülere yaklaşan ,şimdilerde ise internetten fıldır fıldır uçak bileti arayan bizler değil miyiz? Bundan on yıl öncesine kadar, uçağa binenlerin hava atıp, yolculuk hikayelerini dinleyenler..şimdilerde ise uçakla yolculuğun sıradanlığını anlatan, yine bizler değil miyiz?
 
Hastalandığımızda, Erzurum’a ambulans bulamama korkusuyla, hastamızdan önce sıkıntıdan can teslim eden bizler.bugün helikopterlerle hastalarımızı merkezlere yetiştirmiyor muyuz?
 
Cebimizdeki “Nüfus cüzdanı” ile, en yakın hastaneye gidip muayene olanlar bizler değil miyiz? Bir “Tomografi cihazı”na aylar sonra, hatta bir yıl sonra verilen randevudan, patır patır tomografi çektirip, sonuçları elimize alan biz değil miyiz?
 
“Renault”, “Tofaş” markalarının “kuş serileri”nden başka araba tanımayan, bugünlerde ise “sıfır araba” beğenmeyenler yine bizler değil miyiz?
 
Lise yıllarında, bir üst sınıflardaki Ağabey’lerimizden, Abla’larımızdan kitaplarını alıp ciltleyen, bugünlerde ise.okullar açıldığında gıcır gıcır kitapları masalarda ücretsiz bulan,hatta önümüzdeki dönem “elektronik kitapları” bulacak olan, yine bizler değil miyiz?
 
Dövizin sabitlendiği, enflasyonun tek haneli rakamlara indiği, borçlanma faizlerinin %1.5 lu rakamlarda seyrettiği,milli gelirin “1 Trilyon dolar”a ulaştığı, kişi başına düşen milli gelirin “10 bin dolar”ı bulduğu,İhracatın “100 miyar dolar”ı aştığı, IMF ile yapılan “Stand-by” anlaşmalarının unutulduğu bu ülkede, yaşayanlar biz değil miyiz?
 
13.600 km duble yolda, konforlu yolculuk yapan, arabanın gaz pedaline keyifle basan biz değil miyiz?
 
Bütün bunlar hayatımıza bire bir yansımadı mı?
 
Bu örnekler ortada dururken, toplum mühendisliğinse soyunup “sosyolojik tahliller” peşinde koşmanın ne kadar gereği var sizce?
 
Yoksa siz de, hala bu başarının sebeplerini arama peşinde koşanlardan mısınız?
 
Valla istediğiniz kadar koşun, halka çize çize geleceğiniz yer, yine burasıdır.
Hiç boşuna uğraşmayın.Aha Halep orda, arşın da, burada..
 
Bazı partiler komisyon kuracakmış, %50’yi tahlil etmek için,
Hiç öyle tahlil falan yapmaya gerek yok.Aha da, ben size tüyoyu veriyorum.
 
- Millet iradesi’nin üzerinde hiç bir vesayeti kabul etmeyeceksiniz.(Milletin iradesi üzerinde tepinmek isteyenlerle kol kola girmeyeceksiniz.)
 
- Millet’in değerleriyle oynamayacaksınız
 
- Hiç kimseyi; Milliyetinden, inancından ve yaşam biçiminden dolayı yargılamayacaksınız.
 
- Durmadan, yılmadan,çalmadan çırpmadan çalışacaksınız..çalışacaksınız..çalışacaksınız...
 
- Büyük projeler üretip, büyük işler başaracaksınız.
 
Devir eski devir değil.Millet bilinçli artık.Anahtar, manahtar vaad edenin,olmayan paraları “Hazine-i Hassa”dan  dağıtanların peşinde gitmiyor artık.Amiyane tabir ile bu millet, yemiyor artık.
 
Pasta ortada,. paylar belli.
Usta ortada, reyler belli.
 
Unutmayın; bir ülke zenginleşmedikçe, o ülke insanlarının refah seviyesi yükselmedikçe, o ülke normale dönmez.Normale dönmedikçe de,ne “Kürt sorunu” çözülür, ne de diğer sorunları..
Siz “aç” birine, istediğiniz kadar “demokrasi” anlatın.O’nun sizi dinleme süresi “Kuru fasulye”yi görene kadardır.
 
Rahmetli babamın sürekli kullandığı bir söz vardı;
 
“Desté xebıti lı ser zıké tére “
 
Türkçesi; “Çalışan el tok karının üzerinde olur.”
 
Çalışacaksınız, üreteceksiniz,kazanacaksınız,hayat standardınızı ve kalitenizi yükselteceksiniz, sonra, dünyayı ekseniniz etrafında çevirmeye çalışacaksınız.
Bugün ülke olarak geldiğimiz nokta, buna yakın  bir nokta değil midir?
 
Bugün,sorunlarımızı dünden çok,yarın ise bugünden daha çok tartışıp konuşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın..
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum