-
Nihat GÖKSU

Nihat GÖKSU


HINISA YOLCULUK

15 Nisan 2009 - 00:00

Uçak yolculuğun ardından bindiğim Hınıs arabasındaki kısa bir sessizlikten sonra tanıştığımız müftü beyin o hoş sohbetini sonrasında  Kilise Deresi’ ne varmıştık.Yokuştan sonra yatılı bölge okulunda Su Kulesi göründüğünde, bacaklarımın fırtınaya yakalanan gemi gibi titrediğini hissettim.Tok sesli biri sordu: “var mı yatılıda inen.”  Bir an film şeridi gibi geçti gözümde okuduğum o koca 8 yıl. Bu şehirden ayrılalı yıllar geçmişti. Oysa ayrılırken ne çok sevinmiştim.Bilmezdim ki; uzaklaştıkça sevgimin bu kadar şiddetli olacağını..
 
 
Canlandı gözümde rutubetli gecenin sabahında yaptığımız birkaç zeytin, bir parça ekmeğin mutluluğu… Çok kez aradım o tadı İstanbul’un bilinmez yerlerinde... Arkadaşlarla boğazda yaptığımız kahvaltı dahi vermedi o hazzı. Her ne kadar Van Kahvaltı Sofralarının zenginliğinde bulduğumuzu düşündüysek de   hep eksik kaldı o YİBO’daki pekmezin tadı…
 
Değişmişti yatılı bölge okulu… Yıllar her şeyi değiştirmişti… Zamanın karşında neler değişmez ki !!!  Aradığım çocukluğumu bulmaya çalıştığım bu şehir yabancı gibiyiydi. 1-B sınıfındaki  Yılmaz TARGAY arkadaşımızın amcasından öğrendiği devrimci türkülerin benliğimde bıraktığı hayranlığı unutmak ne mümkün…
 
Ağrıyan dişimin ağrısını beynimde hissettiğim gece yoklamayı almaya gelen Gülsüm öğretmene derdimi anlatmak için bilmediğim Türkçe’nin bundan sonraki yaşamımdaki yerini öğrendim. O gece Gülsüm öğretmenin gitmesiyle ağır bir sessizlik çökmüştü yatakhaneye. Koridordan gelen ayak seslerinden ürkmüştüm , taa ki Gülsüm öğretmen  ışığı açıncaya kadar. Sonrasında  getirdiği bir ilacın  ruhumda ve bedenimde bıraktığı rahatlıkla uyanmıştım sabahın ilk saatlerinde nöbetçinin kalk sesiyle…
 
Kalbim hızla çarpıyordu askeriyenin  önünden geçerek çarşıya doğru inence. Sonra karakolun önünden geçerken polis arabasıyla okuldan alınıp karakola getirildiğim günü hatırladım. Komiserin bunun suçu ne diye sorduğunda  polisin biraz mahçup ve üzüldüğü her halinden belli olan bir ses tonuyla “ Deniz GEZMİŞ’in kitabını yakalamış okul idaresi dolabında… “ cevabı sonrasında yaşananları hatırladım. Hipokrat yemini eden bir doktorun darp izi yok raporuyla son bulduğu geceyi anımsayıp hüzünlenirken ; çarşıya doğru geldiğimiz anda Ceylan Konfeksiyo’nun önünden geçerken aldığım ilk takım elbisenin yüreğimde bıraktığı sevinci hatırlayarak gülümsedim.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum