-
Nihat GÖKSU

Nihat GÖKSU


PÜRNEŞE HALAYLARLA KÜRT SORUNU

15 Temmuz 2009 - 00:00

PÜRNEŞE HALAYLARLA KÜRT SORUNU
 
 
        Uzun ve sancılı bir dönemin ardından, Türk Dili ve Edebiyatına, “kürt sorunu” diye bir terim yerleşti.Bu sorun  evvel zaman içinde Güneydoğu sorunu diye anılırdı, sonra büyüdü, serpildi, kök saldı ve coğrafi isminin kabuğunu kırarak, TRT ŞEŞ kanalıyla evlerimize, etnik bir ceketle kürt sorunu olarak geldi...
 
tu xer hati kürt sorunu
ser çava ser sera


Sorunu sorun yapan zaten bu inkar politikaları değilmiş gibi, senelerce ismi yasak isimler listesinde olan ROJİN  büyüdü ve TRT ŞEŞ’ te -bername- yani program sundu. Herkes pürneşe halaylar çekti, eğlendi...Yükselen değer kürtçe olunca İbrahim Tatlıses pastadan paysız ayrılmaz tabii. Oda şemame şemame bukii... ohhh ne kadar basit bir sorun. Vallahi biz gözümüzde boşuna büyütmüşüz. Yıllar yılı dökülen kan, gözyaşı bunun için mi?
 
        Acaba 30 yıl önce ROJİN değil de BERFİN, TRT ŞEŞ değil de TRT ÇAR olsa ve aynı özgürlük ve aynı karşılıklı saygı ve aynı diğerine değer verme ruhuyla hareket edilse ne olurdu? İsimler yasaklanmasa ne olurdu? Ahmet Kaya ülkeden kovulmasa ne olurdu? Musa Anter’ e yas tutulsa ne olurdu? Siyasi bir oturumda Prof. Alptemur Kılıç:  “kürt diye bir toplum yok, yaban hayvanlar donmuş kara basınca kart kurt diye ses çıkarır bu zamanla kürt diye bir toplum haline gelmiş” demese ne olurdu?  Türk Dil Kurumu’ nda kürtçenin tanımı: Türkçenin bozulmuş dağ lehçesi toplam 375 kelimeden oluşur denmese ne olurdu? Bu soruların cevabını hepimiz biliyoruz. Bunlar olmasa yüz milyarlarca dolar boşa gitmezdi. Bunlar olmasa kargaşa ve terör ortamı oluşmazdı. Bunlar olmasa Susurluk yada Ergenekon benzeri devlet içinde devletleşmiş çeteler olmazdı. Gizli ödeneklerle bu ülkenin parası söğüşlenmezdi. Ülkenin sermayesi üç beş kişinin elinde off shore bankalara kaçırılmazdı. Türkiye’ nin dört bir yanında gözü yaşlı analar olmazdı. Türküyle, kürdüyle, Alevisiyle  lazıyla, çerkeziyle birbiriyle barışık, dünyanın saygı duyduğu bir Türkiye olurdu...
 
     Artık konjonktürel durum konuşmayı tartışmayı gerektiriyor. Bu konu enine boyuna tartışmaya açık herkes beyninin içindeki müspet fikirleri ortaya dökmeli ve buna göre doğru olanı yapmalıdır. Burada Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanına ağır yükümlülükler düşmektedir. Eski kara defterleri karalamanın ve orayı daha da karartmanın bir anlamı yok. Korkmaya ve bu korkunun fikirleri bastırmasına izin vermemeliyiz. Çünkü bu kadar yılın bilançosuna baktığımız zaman yitirilen bu kadar değerin tek getirisi o özgür iki kelime KÜRT SORUNU !!!

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum