Dürüst İnsan Dürüst Toplum

Mahmut ABİŞ mahmutabis@hotmail.com
ABONE OL

        Toplum öyle bir hal almış ki insanlar maalesef menfaatleri uğruna değişik kılıklarla hayatlarını idame ettirmektedirler. Kimileri maske ile dolaşmakta, kimileri ise tüm maneviyatlarını hiçe sayıp riyakârlıkla toplumda yer edinmek çabası içersindeler. Bu durum toplumun yozlaşmasına ve insanların birbirine karşı güvensizlik duygusu beslemesine sebep olmaktadır.
 





        Nedendir bilinmez ama insanlar gün geçtikçe çeşitli sıkıntılardan dolayı kişiliklerinden fazlası ile ödün vermeye başladı. Baktığımız zaman şeref haysiyet, kişilik, karakter gibi kavramlar çok ta önemsenmemeye başlandı. Dürüstlükle uzaktan yakından alakası olmayan insan tiplemeleri çoğaldı.
 
        Bu tür insanlar hakka adalete uygun bir şekilde yaşama tarzını seçmezler. Onlar için kendi çıkarları her şeyin üzerindedir. Bir başkasının mutsuzluğu bazen onların mutluluğu olabilir. Bencil, başkasının kuyusunu kazan, şahsiyet zafiyetleri olan kişilerdir bunlar. Hayatları çeşitli manevralarla değişkenlik gösterir bu kişilerin. Yüzünüze karşı başka arkanızdan başka olmayı marifet sanırlar. Bir takım kazanımları için her şeylerinden ödün verirler.  Kariyer olarak gelmiş oldukları makamın hiçbir önemi yoktur. Ancak bu tür insanlar kariyerlerine rağmen toplumda yalnız kalır kaybettikleri güven duygusu yüzünden yalnızlığa mahkûm bırakılmıştırlar.
 
        Haa.. birde kendini uyanık zannedenleri var. Kurnazlık yaparak bazı şeyleri sakladıklarını düşünüp insanları aldattıklarını zannedenler. En başta kendilerini aldattıklarını bilmeden toplum içerisinde sürekli sırıtan, hep başkalarının ayakları üzerinden hayata tutunmaya çalışan, tutarsız olanlar. Bunlar için fazla bir şey söylemeye zaten gerek yok.
 
        Oysa dürüst insanlar böylemidir? Alnı açık, toplumda itibar gören, güvenilir, sevilen ve ahlaklı kişilerdir. Bu tür insanlar kaliteli bir toplumun temel taşını oluştururlar. Öyle ki dürüst insanların çoğaldığı bir toplumda sorunların azaldığını görmek kaçınılmazdır.
 
        Dürüst insan; kişilik olarak toplumda rağbet gören, emanetçi seçilen, her zaman tercih edilen ayrıca menfaatlerini toplumun menfaatlerinin önünde görmeyen kişidir. Yaşama gayesi insanları kandırmak ve aldatmak üzerine değildir. Bir bakıma toplumda akil adam konumundadır.
 
         Doğrudan ayrılmamak, yalan söylememek, verdiği sözü yerine getirmek, bencil davranmamak, kibirli olmamak gibi kavramları taşımak gerçekten kolay bir iş değildir. Hele ki toplumun bu kavramları taşımaman için elinden geleni yaptığını düşünürsek daha da zordur. İnsan nefsini bu konularda yenmek için çok ama çok mücadele etmek zorundadır. Bunları yendiği zaman elde ettiği tek şey ise vicdani bir rahatlık ve toplumda kazandığı saygınlıktır. Bunun vermiş olduğu mutluluğu yaşamak ise her çıkarın üzerinde bir duygudur.
 
        Tabi insanın dürüst olması sadece kendi isteğiyle olan bir şey değildir. Aile yapısı, çevresi bunda son derece etkili olur. Ahlaklı bir ailede veya toplumda yetişen bireyin gördüklerini hayatında uygulaması kaçınılmaz olur. Ancak toplum baştan aşağı kokuşmuşsa buna yapacak fazlada bir şey olmaz.
 
      Hep yazılarımızda “Ah şu Hınıs’ın geçmişi deriz”.Gerçekten büyüklerimiz yâda bizlerden önceki kuşakta yaşamış olanlar dürüstlük konusunda şimdiki nesilden daha avantajlıydılar.Çünkü Toplumun büyük bir bölümü dürüst olduğundan olmayanları aralarında eritip ön plana çıkamamalarını sağlayabiliyorlardı. Yâda hemen deşifre edip toplum içerisinde yer edinmelerini engelleyebiliyorlardı. İnsanlar birilerine iyilik yapmak için adeta birbiriyle yarışır durumdaydılar. O dönemin dostluklarını halen devam ettirenler var. Buda insanların birbirine karşı yapmacık olmadığını gösterir. Örneğin hep anlatılır ve halk arasında sürekli dile getirilir. Eski arkadaşların birbirine yapmış olduğu şakaları şimdi yapsalar kimse dayanamaz diye.
 
       Velhasıl dürüstlüğü yaşamış bir toplumun devamı olarak hayatı dürüstçe yaşayalım. Ve bunu çocuklarımıza aşılayalım.