YALNIZLIK, TEKNOLOJİ VE KORKU

Mahmut ABİŞ mahmutabis@hotmail.com
ABONE OL


            Birçoğumuzun içinde saklı korkuları vardır. Aslında saklı kaldığını sandığımız ancak sürekli yüzleştiğimiz doğrularımızdır bunlar. Hayatın akışı içerisinde yaşadığımız deneyimlerle tanışmak istemediğimiz,ancak tanışmak zorunda kaldığımız doğrulardır bunlar.



        Yalnızlık korkularımız içerisinde en başta gelendir.                                    Peki, nedir Yalnızlık?
        Ürpertiler içerinde gecenin soğuğunu paylaşmayı istemek midir?
        Zifiri karanlıkta aydınlığı umut etmek midir?
        Gönlünde saklı tuttuğu saf ve temiz duyguları temsil eden bir çift mavi göz mü? 
        Umutları paylaşabilmek arzusu mu?
        Kapalı kapının aralanması için dua etmek mi?
        Yaşadığı ortamın kültürüne yabancı olduğundan milyonların içerisinde hemşerisini aramak mı?
        Yaşadığı toplumun çürümüşlüğüne isyan edip,tek başına olduğu hissine kapılmak mı?
        Dışlanmışlık hissine kapılıp” halim ne olacak “diye kaygılanıp mücadele etmek mi?
        Fiziksel görünümünü beğenmemek, bunun sonucunda kendini cezalandırmak mı?
        Hangisi!!!
        Belki bunların hiçbiri belki de hepsidir.

 
       Aslında yaşadığımız yüzyılın getirmiş olduğu teknolojik boyut göz önüne alındığında, yalnızlık korkusundan arındığımızı düşünürüz.Kitle iletişim araçlarının içerisine hapsettiğimiz ruhumuzu yalnızlaştırdığımızın farkında değiliz. Günün kaç saatini bu araçların içerisine hapsettiğimizi düşünürsek ve bunu korkmadan, herhangi bir kaygıya mahal vermeden yaptığımızı düşünürsek, belki de yalnızlık kavramını korku olmaktan çıkardığımızı düşünebiliriz.
        Toplumdan dışlanmışlık hissinin, klavyenin ucunda tanımadığımız insanlarla kurduğumuz dostluklarla son bulabilidiğini düşünebiliriz. Yâda gecenin soğuğunu karşımızdaki insanlarla kurulan sıcak sohbetle ısıtabildiğimizi.
       Ancak her şeye rağmen bunlar sadece duygularımızın köreldiğinin bir göstergesidir. Korktuğumuz bir duygu olan yalnızlık elbisesini, aslında üzerimizden çıkarmış değiliz. Çıkarmamız da mümkün değildir. Bu kitle iletişim araçlarının olmadığı bir ortamda korkularımızla yüzleşmemiz bunun sonucudur.
        Unutulmamalıdır ki; yalnızlık kişiye has bir durum değildir. Kendini yalnız hisseden kişi bu durumu kendine özgü bir durummuş gibi değerlendirir. Oysaki bu hissi yaşayan birçok insan vardır.Sizi yalnız bıraktığını düşündüğünüz kişinin fikrini değiştirme şansınız yoktur.Haliyle kendi fikir ve duygularınızda esneklik göstermeniz gerekmektedir.Yalnız olduğunu düşünen kişi kendi duygu ve düşüncelerini sorgulayıp öyle davranırsa, karşısındaki kişilerinde davranışlarında değişkenlik olduğunu görecektir.

       Velhasıl;Yalnızlık kavramıyla boğuşup durmaktansa eş-dostlarımızla beraberken yaptıklarımızı yalnız kaldığımızda yapmaya çalışalım.İnanın işe yaracaktır.........