-
Mahmut ABİŞ

Mahmut ABİŞ

[email protected]

Gidenlerin Ardından

11 Ocak 2010 - 00:00

      
      Hiç düşündünüz mü yaşadığınız şu ana kadar kaç kişi ebediyete intikal etti diye? Nice sevdiklerimizi toprağa gömdük diye.
 
      Hayatımızın en güzel günlerini geçirdiğimiz sonsuz sevgi beslediğimiz kaç dostumuzu toprağa verdik. Umutlarımızı paylaştığımız yarınlarımızın üzerine güzel hayaller kurduğumuz kaç güzel insanı uğurladık bu dünyadan.
 
      Hayata gözümüzü açtığımızda kucağında sallandığımız annemizi, ona benzemek için çabaladığımız babamızı, hayata tutunabilmemiz için bize destek olduğuna inandığımız kardeşlerimizi, gözümüzden bile sakındığımız çocuklarımızı, aynı yastığa yıllarca baş koyduğumuz eşimizi, komşularımızı ve daha nicelerini uğurladık.
 
      Anlamsız gelen dünyanın onların ölümüyle anlam kazandığını, sadece onların ölüm anında hatırlayıp belli bir süre sonra unuttuğumuzu düşündük mü?
 
       Kimini en sevdiği bahar ayında kaybettik, kimini kış ayında, kimini hep hayal ettiği denizin maviliğinde, kimini hep arzuladığı ancak ulaşamadığı son model bir aracın içerisinde, kimini memlekete hasret çektiği gurbette, kimini kahrolası bir uçurumda, kimini de bir hastane odasında kaybettik.
      
 
       Biz onları kaybettik diye üzüldüğümüzü zannettik peki ya onlar geride bırakmak zorunda kaldıkları aç sefil bir hayata mahkûm edilmiş çocuklarını doya doya sarılamadığı eşini, yaşarken gözü arkada kalmadan kardeşine emanet ettiği namusunu öldükten sonra kardeşiyle evlendiğini görebileceğini düşündük mü hiç? Peki ya onların öldükten sonra bu dünyaya bakarken hayatın acımasız yüzünün tüm sevdiklerini esir aldığını görürken ne kadar acı çekeceklerini düşündük mü?
 
        Peki ya onların doya doya yaşayamadığı çocukluklarını, gençlik yıllarını, aşklarını, içinde ukde olarak kalan duygularını bırakıp gitmek zorunda kaldıklarını düşündük mü? Peki ya onların umutları için, yaşarken hayal ettikleri güzel bir dünya için biz neler yaptık diye düşündük mü?
 
        Biz onları kaybettik diye üzüldük. Peki ya onların geride bıraktıklarını sahiplendik mi?
        Onların en azından mezarlarına sahip çıkabildik mi? Yılda bir kez olsa dahi mezarlıkları ziyaret edip dua ettik mi? Dünyadaki maddi kazanım peşinde koşmayı biran olsun erteleyip onları hatırladık mı?
 
        Peki ya onların sevdiği, güvendiği çok şey paylaştıkları dostlarını bizde sevdik mi?
 
          Peki ya onların hayatta iken belki de önemsemedikleri maneviyatı bizler önemsedik mi? Yâda onların gittiği yerin neresi olduğunu ve bir gün bizimde oraya gideceğimizi bilerek oraya kazançlı gitmek için neler yapmamız gerektiğini düşündük mü?
 
        Belki gidenler kalbimizden bir parçayı beraberlerinde götürür. Hayatımızın oyun sahnesinden bazı perdeler açılmadan kapanır. Ama bu oyun sahnesi yeni oyunlar için sürekli açık kalır. Sadece değişen oyunculardır.
 
         Kısacası hayat dediğimiz kaş ile göz arası bir şey.Her canlının ortak kaderinin ölüm olduğunu unutmadan, bizler gidene kadar gidenlerin bıraktıklarına sahip çıkmaya ne dersiniz…
 
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum