-
Mahmut ABİŞ

Mahmut ABİŞ

[email protected]

Hınıs'a Farklı İki Bakış

15 Ağustos 2010 - 00:00

         İlçemizi her yönüyle görebileceğimiz yüksek bir yere çıkıp günlük olayları takip etmek, insanların gerçek yüzünü görebilmek mümkün olsaydı ve yanıma mutlaka birini almak gerekseydi ben yanımda feodal ailelerden olmayan birisinin olmasını isterdim.
    Neden derseniz?Bir birinden bu kadar yakınan insanların gerçekte yan yana geldikleri andaki tavırlarını görmek isterdim.
    Böyle bir şey mümkün olmadığından feodal ailelerin ve bu ailelerden olmayanların bugüne kadar birbirine karşı dillendirmedikleri sorunlarını ben dillendirmeye çalışacağım.
    Sanırım konuşacak ve tartışacak çok şeyimiz olsa gerek. Önce feodal ailelerden olmayan birinin gözüyle bakmak istiyorum Hınıs’a. Onun gözünden sorunları analiz etmek, Hınıs’ta yaşamanın onun açısından ne denli zor olduğunu anlatmak istiyorum.
    Hınıs’ta feodal ailelerden olmayan birinin (hele ki yanında 3–5 adamı yoksa) geçimini sağlamak için yapacağı iş sayısı gerçekten kısıtlıdır. Ticaret desen zor, devlet dairesinde çalışmak ise hayal. Çobanlık desen para veren yok. Hadi ufkumu biraz açayım da birkaç arkadaşla ortaklaşa bir iş kurmayı denesem kimseye güvenmez. Peki, ne yapmalı hayatı nasıl devam ettirmeli.
     Hadi karnımızı bir şekilde doyururuz. Yığınla sorun var. 
    Hınıs’ta yaşayan birinin Kahvede otururken gözü kapıda olmalı. Öyle ya onlardan bir büyük gelirse ve oda saygıda kusur edip görmediği halde oturduğu sandalyeden kalkmazsa bir sürü fırça yiyecek. Hele birde onlardan habersiz yatırım yapmaya kalkmışsa vay haline…

     Hınıs’ın ekonomik dengeleri var. Bu dengelerle onlardan habersiz oynanır mı? Bir işyeri açılacaksa o ailelerden birinin yapmadığı bir iş olsa güzel olur. Onun sattığı fiyattan aşağıya eşya satmak onlara yapılan en büyük kötülük olmaz mı? Haklı adam ülkede serbest piyasa ekonomisi  var diye, şimdi bunu Hınıs’ta uygulamak olur mu?
      Hayvancılık sektörünün taban fiyatı onlardan sorulur. Zaten onlardan habersiz hayvanların satılması mümkün değildir. En şaşalı düğün onlarındır. Tüm bürokrasi onlarla haşır neşir olur. Nede olsa büyük ailedirler. Adamların bu kadar artısı varken neden Bu kadar sorunla uğraşayım deyip, feodal ailelerin gölgesinde yaşamak daha mantıklı geliyor. Evet, evet en mantıklısı bu sanırım. Hem onlarla iyi geçinirsem karışanım da olmaz, bakarsın ticarete atılır onlardan destek bile alabilirim. Neden olmasın.

          Eee kimin umurunda kişilik, karakter gibi kavramlar. Bu toplumda gemisini yürüten kaptandır. Hem bak bu şekilde yapmayanlar terk etti gitti ilçeyi. Benim gidecek yerim ve imkânlarımda yok. En iyisi bu. Hınıs’ın geleceği beni ilgilendirmez. Nasıl olsa seçimlerde bu aileler revaçta oluyor. Her türlü nakit para onlarda bulunur. Allah için maddi yardımda da bulunuyorlar. Onlarla beraber hareket ederim. Kazanırlarsa; elbet bize de bir şeyler düşer. Hem o kadar da vahşi değiller ya. Belki de yanlış anlatılmıştır bana. Yapacağım bir şey yok denemeliyim ,olmazsa bir şekilde çeker giderim Hınıs’tan ne kaybedeceğim ki.Diye düşünür.

       Şimdi birde feodal aileden olan birinin gözüyle bakalım Hınıs’a.

      Yıllardır bizim üzerimizden feodal aile diye tutturup dışladılar bizi. Aslında sevmediler bizi ama sever gözüktüler.

       Zamanı geldiğinde bizi kullanmasını iyi bildiler. Kavga ettiler bizler barıştırdık. İhtiyaçları oldu bizden aldılar.

       Bizler değimliyiz İlçenin müdavimleri. Gitmek istesek gidemeyiz. Kalsak sevilmeyiz. Sizlerin ilçeden gitmek gibi bir avantajınız var. Gittiniz mi bitiyor dertler, ağalar, beyler, şeyhler. Kalanların yani bizlerin sorunlarına kimler eğilecek.

       Bizler kavga edince bizleri kim barıştıracak. Bizler beş parasız kalınca bize kim yardım edecek. Nede olsa adımız çıkmış büyük aileye sizler gibi rahat bir şekilde kimseden isteyemeyiz de. Her gün kapımıza birisi gelir bir şeyler ister.Yok desek kimse inanmaz.

      Geleneklere en sıkı bizler bağlıyızdır. Kültürünüzü, örf, adet ve geleneklerinizi canlı tutan bizleriz. Toplum işine geldiği zaman akil adam diye bizlerin büyüklerini seçer. Kendi sorunlarımız yetmezmiş gibi birde sizin sorunlarınızla uğraşmak asli görevimiz olmuştur.

      Tabi bu kadar havası olan ailelerin içerisinden birileri de bunu kötü emelleri için kullanacaktır. Her ailede olduğu gibi. Sizlerde yanlış yapan olduğunda kabul görüp tüm topluma mal edilmiyor da bizde neden bu durum böyle olmuyor da tüm aileye mal edilir anlamak mümkün değil.

      Sonuçta bizlere karşı her zaman önyargılı oldunuz. Zaten bu önyargılarınız sonucu ilçede bir bütünlük oluşmadı ya. Bizlere güvenmediniz ama sizlerde bu ilçe için bir şey yapamadınız. Sonrada dönüp tek neden sizlersiniz dediniz. Önyargılarınız sayesinde esas bu toplumda sıkıntılı yaşayan bizleriz.


      İşin doğrusu ne biliyor musunuz? Aslında yıllarca bizler sizi, sizlerde bizleri kullandınız. Hep birbirimizden yakınıp durduk. Çoğu zaman İç dünyamızda sizin varlığınız bizi, bizim varlığımız sizi mutlu etti. Hınıs ne sizin nede bizim umurumuzda oldu. Menfaatlerimiz her zaman her şeyin üzerinde oldu. Bu sayede kaybeden ilçemiz oldu.

 
Not: Aslında son yazım olan Hınıs’ı Benimle dolaşmaya ne dersiniz yazısında bir dahaki yazımın Baş köy   veya Hamurpert ile ilgili olacağını söylemiştim. Ancak bir türlü iş yoğunluğumdan ne baş köye nede Hamurperte gidemedim. Bu anlamda Baş köy veya Hamurtpert ile ilgili yazımı bekleyen okuyucularımdan özür diliyorum. Ve en kısa zamanda o yazılarımı yazacağımı belirtmek istiyorum

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum