Medyadaki Ahlak Çöküntüsü

          Medyanın günümüzde ne denli etkileyici olduğu aşikârdır. Siyasetin, sosyal olayların, ülke gündeminin anında topluma ulaşmasında aracılık eden medyadır.
          
         Her şeyde olduğu gibi meydanında toplum üzerinde olumlu olduğu kadar olumsuz etkileri kaçınılmazdır.
       
        Son zamanlarda dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama bazı medya organlarında ahlak denen şey kalmadı. Görsel ve yazılı medyadaki ahlak çöküntüsü her geçen gün çığırından çıkıyor. Özellikle görsel medyayı ayakta tutan reyting kaygısı gerek ahlak gerek kültür ve gerekse toplumun sosyal değerleri açısından önem arz eden değerleri yok sayabiliyor.
 
          Karmaşık ilişkiler, reyting uğruna yapılmadık ahlaksızlıklar kalmadı. Dizi filmlerde kimi baldızıyla kimi amcasının hanımıyla düşüp kalkıyor. Çarpık ilişkilerin konu edildiği filmler acayip reyting alıyor.Tam anlamıyla ahlak çöküntüsü yaşanıyor. Çöpçatan programlarındaki rezillikler hat safhada, ha birde güya sözüm ona sabah programları var.Tuhaf konuların işlendiği, cinsel istismara açık programcıklar.Bunlar hakkında konuşmak ve yazmak bile insana ürperti veriyor.
        
          Bu tür programlar hayatımıza o kadar girdi ki ana haber bültenlerinin içerisinde bile magazinsel haberleri bulmamız mümkün artık. Bilmem hangi sanatçı kiminle yakalandı, hangi ünlü şu barda şu şahısla görüntülendi.(Çok önemli ya.)
 
          Aynı odaya tıklıp zorla birbirine aşık edilmeye çalışılan insanların komik halleri ve kısa zamanda bu kişilerin toplumun tek sorunu haline getirilme çabaları yapımcılar için hiçte zor olmuyor.İş o kadar vahim bir hale geldi ki ülkenin sorunlarını tartışmak için bir araya gelen aydın yâda siyasetçilerin birbirine hakaret etmesi reyting patlamasına yol açabiliyor. Haliyle saldırgan kişiliğiyle tanınan bu isimler kanal kanal gezerek program üstüne program yapabiliyor. Toplumda bu tür insanlar popüler olunca yenilerinin türemesinin de önü açılmış oluyor. Din kisvesi altında şaklabanlık yapanlardan tutunda, cinsel tercihini sırf bu piyasada yer edinmek için değiştirebilenlere kadar gidiyor durum. Gün içerisinde ailece izleyebileceğimiz kaliteli programlar yok denecek kadar azaldı.
 
            Tabi işin birde bu tür programları izleyerek onlara bu reytingi yaptıran bizlerin katkısı boyutu var.  
            Galiba toplum olarak ciddi şeylerden fazla hoşlanmıyoruz. Kaliteyi aramıyoruz. Toplumun sorunlarına çözüm arayan kendi kültürümüzü anlatan, örf adet ve geleneklerimize bağlı kalan programlara ilgi göstermiyoruz. Bazen bunların sıkıcı geldiği de oluyor hani. Durum böyle olunca maalesef bu tür programlar prim yapıyor.
 
            Bu tür programların toplumu ne denli olumsuz etkilediğini biliyor muyuz acaba. Ahlak olgusunun yeşilleneceği bir çağda çocuklarımızın bu tür programları izleyerek ne kadar iyi ahlaklı olmasını bekleyebiliriz. Yada ailece bu filmleri izlerken eşimizin çocuklarımızın yüzünün kızarmamamsını nasıl sağlayabiliriz. Bu güne kadar çocuklarımıza çarpık ilişkilerin kötülüğünden bahsederken bunların örneklerini medyada izleyen çocuklarımıza bu durumu nasıl açıklayabiliriz. 
    


            Belki şunu yapabiliriz;Medyadaki bu ahlak çöküntüsüne çanak tutmamak için bu tür programları izlemeyebiliriz.Toplum olarak bunu yaparsak yapımcıların programlarında  kaliteyi,izleyicilerine saygılı olmayı ahlak kurallarını önemsemelerini sağlayabiliriz.