-
Mahmut ABİŞ

Mahmut ABİŞ

[email protected]

YOZLAŞMAYAN KÜLTÜRÜMÜZ

03 Kasım 2009 - 00:00

            Bir taziye ziyareti için Karaçoban'a bağlı olan bir köye gittim.Köye gittiğimizde taziye verilen köy odasına girdik. Odada kendime en yakın olan yere oturmak istedim. Ancak içeridekiler izin vermedi.Malum şehirliyiz ya onlara göre yerimiz başköşe olmalı.:)) Neyse oturdum içlerinden en yaşlı olan şahıs bana dönerek “yeğenim rahat otur” dedi. Bir an şaşırdım Nasıl yani dercesine. Oysa ben gayet rahattım.Yinede oturuş şeklimi biraz daha değiştirdim. 
           Çok uzak olmadığım içinde olduğum bir toplumun kültürüne bu kadar yabancı kaldığım için kendime kızdım. Ancak bozuntuya vermeden bu kültürden kopmadığım izlenimini vermeye çalıştım.Kısa bir selamlaşma ve tanışma faslından sonra sohbete dahil oldum. Odadakilerden en yaşlıca olan birisi konuşuyor diğerleri onu dinliyordu.Yaşlı amca o kadar etkileyici ve o kadar bilinçli konuşuyordu ki donup kalmıştım. Yıllarca köylü portresini kafamıza çizenlere nispet edercesine yaşlı amca konuştukça konuşuyor ve benim hayretim kat be kat artıyordu. Her konuya bir örnek verir ve her cümlesinin devamına mutlaka hadis ve ayetleri eklemeyi de unutmuyordu. O kadar etkilenmiştim ki sohbet hiç bitmesin istiyordum. O an aklıma bu kültürün bu jenerasyona bu amca gibi insanlar tarafından aktarıldığını anladım. Kafamdaki köylü düşüncesi gittikçe kaybolmuş ve o amca konuştukça kendimden utanmaya başlamıştım. Oysa aynı havayı aynı suyu aynı kültürü paylaştığımız insanlardı. Onlara tepeden bakmamızın mantıksızlığını anladım o an.
             Zaman geçip öğlen ezanı okundu, herkes namazını kıldıktan sonra yanımıza köyden değişik insanlar geldi herkes üç beş kişiyi yemeğe davet etti. Normal şartlarda bu kadar insana kısa zaman içerisinde nasıl yemek yapılır diye düşünürken o anda tüm köy halkı imece usulü ile bu sorunu çözdü. İsmini bilmediğin hayatında hiç görüşmediğin birisi seni ısrarla yemeğe davet ediyor, bundan daha güzel ne olabilir ki...
              Yozlaşan örf adetlerinden gittikçe uzaklaşılan bir topluma doğru giderken, insan bu tür kaybolmayan değerleri görünce ister istemez duygulanıyor. Bizde bu arada bir eve gittik yemekler yendi çaylar içildi tekrardan taziye için köy odasında toplanıldı. Tekrar sohbetler başladı. Batıda bu örf ve adetlerin yok olduğu konusu açıldı. Komşusunun öldüğünden günler sonrasında haberdar olunduğu, bayramlarda komşuların birbirine gidip gelmediğinden bahsedildi.           
              Gerçekten düşününce bu coğrafyada yaşayan insanların bu değerlerine sıkı sıkıya sahip olması gerektiğini düşündüm. Sözü tekrar yaşlı amca aldı zaman zaman bu topraklardan göç edip gitmeyi düşlediğini, çocuklarının işsiz olduğunu, batının bu anlamıyla bir fırsat olduğundan bahsetti. Ancak Batının yaşam biçimini benimsemediği için örf adetlerin ve kültüründen uzaklaşmasının manevi hayatını sekteye uğratacağını düşündüğünden gitmekten vazgeçtiğini söyledi.
              Yaşamın ortalama atmış yıl olduğunu yarsının gece, yarısının çocukluk yılları olduğunu geriye en iyi ihtimal yirmi yıl kaldığını ve bu yirmi yıl için öteki dünyasından vazgeçmesinin aptallık olduğunu söyledi. Yaşlı amca gözümde gittikçe büyüyordu. Söyledikleri gerçekten çok doğruydu. Daha fazla dayanamadım amca nerelisin diye sordum “Karayazılıyım” dedi buna daha çok şaşırdım yaşantısı ve söyledikleri o kadar doğru orantılıydı ki; ölen şahıs akrabası olmamasına rağmen sadece bu köye yakın bir yere geldiğini ve yanındakilerden birinin bu köyde taziye olduğunu söylemesiyle “Allah nasip ederse bende bir hayır işleyeyim gidip merhumun ruhuna bir Fatiha okuyayım” diye düşünüp taziyeye gelmişti.
                Durum böyle olunca halkına böylesine  düşkün,maneviyatını herşeyin üzerinde tutan insanların yaşadığı bir toplumun dejenerasyona uğramasının  mümkün olmayacağını  anlamak hiçte zor olmuyor.  
       Tüm olumsuzluklarına rağmen bu bölge doğallığını korumakta, gerekçemiz ister feodal yaşam olsun ,ister eğitim sorunları olsun her ne olursa olsun bu bölgenin maneviyatı ve değerleri buralarda yaşamaya yeter.Hayatımızın hangi aşamasında olursa olsun kültürümüze örf adetlerimize sıkı sıkıya bağlı olduğumuz müddetçe hayatımızın her türlü zorluklarının üstesinden geliriz.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum