-

CUMHURİYET VE DEMOKRASİ

CUMHURİYET VE DEMOKRASİ

23 Kasım 2014 - 06:15
 Cumhuriyet, hükûmet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının zıddıdır.

   Cumhuriyet kavramı genel olarak temsili demokrasinin uygulanmasını ifade eder. Federasyonların da Cumhuriyet olarak anıldığı durumlara da rastlanır (Örneğin; Federal Almanya Cumhuriyeti). Federasyonlarda tercih edilen daha çok Başkanlık Sistemidir. Ancak bu da kesin bir kural değildir. Başkanlık Sistemi ayrı bir kategori olarak ele alındığında Cumhuriyetler genel olarak ikiye ayrılır.
   Sembolik Cumhurbaşkanlığı: Ülkeyi ve milleti temsil eden seçilmiş bir kişinin devletin başında bulunmasıdır. Sadece temsil yetkisi vardır. Çoğu zaman meclis tarafından seçilir (kesin bir kural değildir). Fiili idare görevi ve sorumluluğu yoktur. Tüm yetkiler başbakandadır.
    Etkin Cumhurbaşkanlığı (Yarı-Başkanlık): Geniş yetkileri vardır ve başbakan üzerinde bağlayıcıdır. Genellikle halk tarafından seçilir (kesin bir kural değildir).                        
    Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Yunanca "dimokratia" sözcüğünden türemiştir. Türkçeye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiştir. Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilirlerdemokrasi
    Demokrasinin ana yurdu olan Eski Yunan'daki filozoflar Aristo ve Eflatun demokrasiyi eleştirmiş, o zamanlarda halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlar kullanılmıştır. Fakat demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın olarak kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Artık siyaset bilimciler hangi sistemin daha iyi işlediğinden çok hangi demokrasinin daha iyi işlediği tartışmalarına girmişler ve liberal, komünist, sosyalist, muhafazakar, anarşist ve faşist düşünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok fazla sayıda değişik tanımı oluşmuştur.
   Demokrasinin tanımı tartışması günümüzde hala devam eden bir tartışmadır. Bunun sebepleri:ülkelerdeki bazı kurumların görüşlerini haklı çıkartmak adına demokrasi tanımını kullanmaları, demokratik olmayan devletlerin kendilerini demokratik olarak tanıtma çabaları ve aslında genel bir kavram olan demokrasinin tek başına kullanılması (Anayasal demokrasi, sosyal demokrasi, liberal demokrasi vb.) gibi sebepler gösterilebilir.
   Cumhuriyet bir rejim, demokrasi ise cumhuriyetin uygulanış şekillerinden biridir. Demokratik cumhuriyetin yanında dini cumhuriyet, oligarşik cumhuriyet ve sosyalist cumhuriyet biçimleri vardır. Demokratik cumhuriyetlerde, meclisi ve ülkenin başkanını belli aralıklarla halkın seçmesi temeldir. Bu sistem genellikle Kara Avrupa’sında kabul görmüşken örneğin İngiltere’de ülkenin başında görünüşte halkın seçmediği bir kral ya da kraliçe bulunmasına rağmen yönetim halkın elindedir (oligarşik cumhuriyet).Bir cumhuriyetin tam demokratik cumhuriyet olabilmesi için, gönüllü birlikteliklerle bir arada bulunan o ülke halklarının tüm kesimlerinin, çoğulcu özgür iradeleri ile katılımcı olarak yönetim ve denetim süreçlerine doğrudan katıldığı, demokrasiyi tüm sivil kurum, kuruluş ve kadroları ile var ettiği ve çok kimlikli, değişik inançlı ve çeşitli kültürlerin bir mozaik oluşturacak şekilde bir arada yaşamasına olanak veren bir devlet yapılanmasının gerçekleştirilmesi gerekir.
   Tanımlara bakıldığında Cumhuriyet  bir rejimin adı,Demokrasi ise cumhuriyetin uygulanış biçimidir.Ancak tanımlardan gerçeğe döndüğümüzde ise bunun böyle olmadığı net bir şekilde görülmektedir.
   Avrupa ve ABD,kısaca batı demokrasilerle yönetilir.Seçimlerde vatandaşlar, kandi önüne konulan partiler arasından birisine oy vermektedirler.Yani meclisi oluşturan hiç kimseyi halk seçmemekte,ülkeyi yöneten elitler seçilmektedir.
   Bu coğrafyada çoğulculuk hiç yaşamamıştır. Olması da mümkün değildir.Bir Müslüman ile bir Hristiyan mahkemeye düştüğünde kesinlikle Hristiyan haklı bulunmaktadır.Buna en çarpıcı örnek Refah partisi davasıdır.Hiç bir sebep yokken Refah partisi kapatılmıştır.Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,Refah partisini dinci bir parti olarak tanımlamış ve baş vurusunda Anayasa Mahkemesini haklı göstermiştir.Halbuki AYM üyelerinden birisi bile bu mahkemenin düzmece ve kurmaca olduğunu,delillerin tamamının gazete kupürlerinden oluştuğunu söylemiştir.
  Avrupa ve ABD’de  demokrasi,ağanın evi gibidir.Her şey bol olduğu için vatandaşın sesi çıkmamakta,kimse var olan haksızlıkları görmemektedir.Çünkü demokratik devletler ülkelerinde kavga ve kargaşanın çıkmaması için diğer dünya devletlerini çeşitli oyun ve entrikalarla kan gölüne çevirmekte ve sömürü paylarını alıp ülkelerine götürmektedirler.Burada yaşayan ve dışarıdan gelen düşünce ve inanç sahipleri haksızlıkları ve olumsuzlukları rahat bir şekilde görmektedir.Bizim ülkemizle kıyaslama yapılarak daha ileri bir demokrasi olduğu söylenmektedir.Bizim ülkemiz,onların kötü bir kopyasından başka bir şey değildir.Elbette kötü bir kopya aslından iyi olamaz.Onun için bizden ileri gibi gözükmektedirler.
   Bir parça insan olan ve insanlıktan nasibini alan şahıs veya devletler,başkalarını ezerek,öldürerek ve sömürerek zenginlik elde etmeyi düşünmezler.Halbuki emperyalist olarak tanımladığımız bu ülkeler diğer ülkeleri sömürerek elde ettikleri rantı kendi vatandaşlarına yedirmektedirler.Bu zulüm ve hak gaspından başka bir şey değildir.Şu anda Afrika ve Asya’da görülen iç çatışma,kan ve göz yaşı,bu demokratların zulümleri sonucu oluşan kaotik ortamdan nemalanmaya çalışmaları ve yer altı,yer üstü zenginlikleri kendi ülkelerine taşımak için yapılan bir perdelemeden başka bir şey değildir.
   Kısaca söylemek gerekirse;demokrasi,emperyalist güçlerin,sömürülerine devam etmeleri için kurdukları sistemin allanıp pullanarak önümüze konulan şeklinden başka bir şey değildir.Yakın çevremize baktığımızda demokrasiden  bahsedenlerin daha çok zulmettiğini ve diğer insanlara hak tanımadıklarını görürüz.Bu bizim bölgemizde böyle olduğu gibi dünyada da böyledir.Çünkü demokratım diyenler toplumun en önde olan beyazlarıdır!Onlar asla eleştirilemezler ve onlar asla yanlış yapmazlar!!!Vatandaşa düşen ise onların kurduğu sisteme uyum sağlamak ve onlara kölelik yapmaktır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum