HINIS VE EYLEMLER

  Aslında yazmak istemediğim bir yazı.Defalarca yazıyı yazmak için oturdum.Ancak elim yazmaya varmadı.Şu güzelim Hınıs’la ilgili güzel bir yazı yazmayı düşünürken, bir hatayı yazmak beni gerçekten üzüyor.Hınıs’ta yapılan Lice eylemiyle ilgili olan bu yazıyı yazmayı Hınıs için tarihi ve insani bir görev olarak addettim ve yazıyorum.    İnsanlar haklarını elde etmek,kendilerine veya başkalarına karşı yapılmış zulümlerin olmamasını veya aza inmesini sağlamak ve benzeri nedenlerden tepki gösterirler.Bu tepki ya sözlü,ya fiili yada buğzetmek yoluyla olur.Bu tepkiler gayet insanidir ve doğaldır.Hınıs’taki eylemi de bu bağlamda ele almak gerekir.Ancak bir kaç  yönüyle irdelemeye değer bir tepki olarak önümüzde duruyor.   Birincisi;Lice’de dikilen heykeli PKK ve HDP üstlenmemiş,tam tersine haberlerinin olmadığını çok açık bir şekilde deklere etmişlerdir.Buna rağmen bu heykel  kim veya kimler tarafından ve ne amaçla dikilmiştir?Bunu çok iyi sorgulamak gerekiyor.Barış sürecinin hızlandığı,kan ve göz yaşının sonlanması ve Kürtlerin bir çok haklarının iade edilmesi noktasında taraflar çok olumlu mesajlar verirken ve hızlı bir yol alma sürecine girilirken bu eyleme neden gerek duyuldu?Her PKK ve HDP linin bunu çok iyi sorgulaması gerekir.   Hınıs ölçeğinde,bu güne kadar, HDP tarafından bir çok eylem yapıldı.En sıkıntılı zamanlarda dahi bu eylemler gayet problemsiz veya çok az problemle atlatıldı.Hiç kimsenin burnu dahi kanamadı.Ancak bu eylem neden böyle bir tablo çizdi.Bunuda çok iyi bir şekilde irdelemek ve düşünmek gerekir.Acaba başka eller mi karıştı?   İkincisi;Yıllarca hakları elinden alınan bir kavmin,haklarını ala bilmek için mücadele etmesini her kes gayet normal karşılar.Mücadele şekli kişiden kişiye,guruptan guruba,düşünceden düşünceye değişiyor ola bilir.izan sahibi her kes hakları elinden alınan bir kişi veya kavmin mücadele etmesini gayet doğal karşılar.Ancak kendi hakları için mücadele eden bir kavmin;üstelik ezildiğini ve demokrasi istediğini söyleyen bir kavmin kendi haklarını ala bilmek için başkalarının haklarını elinden almasını nasıl içine sindire bildiğini anlamak mümkün değildir.    Kendiniz için ve tüm insanlar için demokratik kardeşlik isteyeceksiniz.Elinize ilk geçen fırsatta ise başkalarının haklarını gasp edecek ve zulmedeceksiniz.Bunu aklı başında hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir.”Ben kepenkleri kapat diyorsam kapatacksınız.Aksi  taktirde dükkanlarınızı yakacak,evlerinizi ateşe verecek,gerekirse sizleri öldüreceğiz.” diyen bir düşünce biçimi ne kadar demokrat,ne kadar insancıl,ne kadar mazlum savunucusu ola bilir?Bunu eylem yapanların dahi kabul edeceğini düşünemiyorum.   Yıllarca ezilen bir kavmin haklarını almak için mücadele edeceksin.Ama eline ilk fırsat geçtiğinde başkalarının haklarını elinden alacaksın.Bu düşünce biçimini anlayan bana da anlatsın ki anlayayım.Demokrasi isteyenlerin önce kendilerinin demokrasiyi anlaması ve uygulaması gerekmez mi?.    Üçüncüsü;Bir davayı savunurken o davayı başkalarına sevdiremezseniz,insanlar korkularından sizi kabul ettiklerini söyler,ilk fırsatta da sizi alaşağı etmenin yollarını ararlar.Bir dava,başkalarının sahiplenmesi ile meşruiyet kazanır ve büyür.Hınıs’taki olaya baktığımızda,olayı yapanlar tepkiyle mi,sempatiyle mi karşılanmıştır?Bunu orada ve dışarıda yaşayanların çok iyi gözlemlediğini zannediyorum.   Dördüncüsü;hepsini gölgede bırakacak bir ortamın oluşmasına sebep olur.Kendini sizden yana gösteren bazı insanlar,sizin adınıza başkalarından haraç almaya ve insanların korkularını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya başlarlar.Kendi çıkarları için davayı kullanan bu kişilerin yaptıkları size mal olur.Bunun örnekleri çok yakın zamanlarda,özellikle on iki Eylül döneminden önce çokça görülmüştür.Bu dava için çalışan aklı selim insanların bile sizden uzaklaşmasına ve en kısa zamanda sizinle bağlarını koparmasına sebep olur ki en vahimi de budur.Çünkü bir dava bilgi,tecrübe ve sağduyu sayesinde doğru  yolda yürür.Bilgi,tecrübe ve sağ duyudan yoksun olan hareketler  en  kısa zamanda da yok olmaya mahkum olur.   Umarım ve dilerim ki Hınıs’ta sağ duyu ve bilgelik hakim olur.Yanlış davrananalar en kısa zamanda öz eleştiri yaparak yaptıkları yanlıştan dönerler.Hınıs’ta yatırım yapıp istihdam oluşturan birkaç kişi de kaçmaz ve kalkınmaya vesile olur.Yoksa yıllardır gerileyen güzelim Hınıs küçük  ve geri bir köyden öteye geçemez.